Sedef Hastalığı Nedenleri ve Tedavisi

Ciltteki plakların yaygınlaşması sonucu oluşur. Gümüş, beyaz veya kırmızı pullu ve yamalı döküntüler meydana gelir.

Vücudun her yerinde görülür fakat en sık saç derisi, dirsek, diz ve alt sırt bölgesinde görülür. Bu durum bulaşıcı değildir, toplam nüfusun %3ünü etkiler. Sedef hastalığı çocuklara göre erişkinlerde daha sık görülür. Belirtileri kırmızı sivilceler şeklindeki yaralarla başlar. Zamanla büyük ve kalın hale gelir. Döküntülü kaşıntılı ve rahatsız edici boyutlara ulaşır.

Ovuşturunca kolayca kanayabilir. Tırnak sedefi ise deri altına kadar yayılabilir. Tırnağın sarı kırmızı görünmesine yol açar. Tırnaklar çöker ve çukurlaşır. %15 orandaki sedefli kişilerde eklem ağrıları ve iltihaplanma görülür. Artrit orta yaşlarda ortaya çıkar ve 30-50 yaş arasında en yaygındır.

Kesin nedeni bilinmese de uzmanlar bağışıklık sistemi genler ve çevresel faktörlerin neden olduğunu söylüyor. Eski deri hücreleri dört haftada bir yenilenir. Yeni deri dönüşümü sırasında deride iltihaplanma oluşur. Kişiden kişiye bulaşmaz. Sedef hastalığı tetikleyicileri şunlardır. Cilt yaralanması veya enfeksiyonu, duygusal stres, bazı ilaçlar, alkol ve sigara.

Teşhisinde deri kafa derisi ve tırnaklara bakılır. Tanıyı doğrulamak için biyopsi yapılır. Şişme ve eklemlerde ağrı varsa doktorunuz artriti kontrol edebilir. Kan testleri ve röntgen istenebilir. Sedef, tedavi edilmez ancak belirtiler azaltılır ve durum kontrol edilebilir. Tedavisinde, iltihaplanma, yaralar ve kaşıntı cilt hücrelerinin büyüme oranını azaltmak adına kremler kullanılır.

Topikal merhemler hafif durumlarda verilebilir. Kafa derisi için şampuan, steroid topikaller, nemlendiriciler, salisilik asit, antralin, retinoidler, kalsipotriol, (D vitamini türüdür) ilaç olarak verilebilir. Fototerapi, UVB ışını tedavisidir. Cilde uygulanır. Özel bir ışıklı cihaz uygulanır. Bir ilaçla birleştirilir. Yan etkileri olabilir.

Lazer tedavisinde odaklı ışınlar yayılır daha az yan etki gösterir genelde ilk evrede uygulanır. Cilt kanseri için daha az riski vardır. Oral ilaçlar sedefin hafif belirtileri için kullanılır. Biyolojik enjeksiyon veya intravenöz infüzyon ile verilir. Ciddi enfeksiyonlara karşı kullanılır.

Doğal çareler ise şunlardır. Güneşten kaçınmak (%80 sedef riskini artırır), çay ağacı yağı ve yulaf ezmesi karşımı, alkolsüz düzgün beslenme. Klimaterapi ise okyanus ve ölü deniz suyunun iyi geldiği bir yöntemdir. 10 kat daha tuzlu su ve güneş etkisi tedavidir. Stresten de kaçınmak önemlidir.
Referans.7gunsaglik.com.tr

Dövme Türleri, Güvenliği ve Dövme Sildirme

18 ila 30 yaş arasındaki kişiler dövmeye merak salar ve birbirinden gördükçe yaptırır.

Önümüzdeki her geçen yol boyunca bu yaşın ve yaptıran kişi sayısının %40 oranında arttığını görüyoruz. %65 oranında dövme yaptıranlar kadın. Sağlık risklerini ve türlerini baştan öğrenmeniz önemlidir. Amatör dövmeler, mürekkep ya da kömür rengiyle cilt altına işlenen iğneleme işlemidir. Ev yapımı tattoolar yani dövmeler profesyonel değildir ve sanatçılar tarafından yapılmaz. Bu dövmeler steril olmayan pis ortamlarda yapılır. Enfeksiyon kapma riski yüksektir.



Kültürel dövmeler, farklı kültürler ve bölgelerde birçok kişide görülür. Özel amaçlı bir ritüel ya da güzelliği temsil ediyor olabilir. Profesyonel dövmede dövme makinesi kullanılır ve gerçek sanatçılar tarafından yapılır. Dövme tabancası kullanılır. Kozmetik dövme, tasarım ve mesaj içermez bayanlarda kalıcı makyaj anlamında kullanılır. Göz ve dudak kalemi, kaş, ruj, allık ve saça bile dövme yapılabilir. Güvenli bir dövme yaptırmak için gücenilir bir stüdyo seçin.



Kan, cilt sıvıları ve cilde zarar veren bulaşan bir alet ve ortam olmamalı. Doktor ofisi kadar temiz olduğundan emin olun. Dövme yaptırmadan önce alkol ve ilaç kullanmayın. Riskleri başlıca, enfeksiyon kapma, alerjik reaksiyon örneğin dudakta şişme ve diğer zararlardır. Dövme nasıl çıkartılır? Dermabrazyon denilen dövmeli deriyi çıkarma işlemidir. Lazerle alınabilir. Altında bir süre veya geçici olarak yara izi kalabilir. %100 dövme silinemez izi kalır. Asit ve zararlı madde içeren ürünleri kullanmayın. Dövme sanatçısına gidip dövmenizi sildirin.
Referans.7gunsaglik.com.tr

Neden Depresyona Gireriz, Nasıl Kurtulabiliriz?

Depresyon özünde derin bir üzüntüde olma hali. Hayatımızdaki yer nedir, nelere yansır? Tedavisi, belirtileri, nedenleri ve bilinmeyenleri Dr. Atmaca anlattı..

Depresyonun derin üzüntülü duygulu durum içerisinde, çöküntülü bir durum içerisinde, konuşmada, hareketlerde yavaşlama, keyifsizlik, mutsuzluk, hayattan zevk alamama gibi belirtilerle başladığını belirten Prof. Dr. Murad Atmaca, bu durumun daha önce zevkle yapılanlardan zevk almama, iştahsızlık veya aşırı yemek yeme, uykusuzluk, cinsel belirtilerin eşlik ettiği fizyolojik işlemlerin yavaşlaması ve beraberinde suçluluk duygusu ile intihar düşüncelerinin eşlik ettiği bir klinik tablo olduğunu dile getirdi. Atmaca, depresyonun toplumda oldukça yaygın olarak görüldüğünü belirterek, "Her dört kadından biri ve her on erkekten bir tanesi yaşamı boyunca depresyon geliştirme riskine sahip.

Depresyon bireyin günlük yaşantısını olumsuz etkiliyor, dikkatini dağıtıyor, uykularını bozuyor, daha önce zevkle yaptıklarından uzak kalmasına neden oluyor. Yoğun suçluluk duyguları, enerjisizlik, bitkinlik, yorgunluk, konsantrasyon sorunları, hatta intihar düşüncelerine yol açabilen belirtilere neden olabilir. Çocuklarda depresyon oldukça sık görülen bozukluklardan bir tanesidir. Çocukluk döneminde özellikle hırçınlık, okul başarısında birden düşme depresyon belirtisi olabiliyor ama bu çocukluk döneminin genel özelliklerinden ya da ergenlik sorunlarından diye gözden kaçabiliyor.

Depresyon hafife alınmaması gereken bir hastalıktır. Çünkü, ertelendikçe kronikleşiyor, kronikleştikçe tedavisi daha da güçleşiyor. Erken dönemde bu belirtileri hisseden bireyler mutlaka psikiyatrik yardım almalı. Psikiyatrik yardım da, ilaç tedavisi de önemli. Özellikle depresyonun bazı tiplerinde ilaç tedavisi kaçınılmaz. Beraberinde ya da yalnız başına psikoterapik yaklaşımlar, özellikle bilinçsel davranışlı terapiler ya da kişiler arası terapiler dediğimiz terapi teknikleri ile depresyonun çok önemli olanı düzeltilebiliyor. Hastalarımız keşke daha önce tedaviye başlasaydım diyor. Bunun bir hastalık olduğunu fark edemedik diyorlar. Genelde bir isteksizlik diye yorumladık ifadelerini kullanıyorlar. Onun için tedaviyi geciktirmeden başvurmak oldukça önemli" şeklinde konuştu.
Referans.7gunsaglik.com.tr

Yumurtalık Kanseri Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Kadınların korkulu rüyası yumurtalık kanseri da rahim kanseri gibi oldukça yaygın görülüyor.

Peki bu kanser türünün önüne geçmek için neler yapılmalı, kanser neden oluşur en yaygın belirtisi nedir ve tedavi sürecinde kadınları neler bekler?

Kadınlık hormonları östrojen ve progesteronun ana kaynağı olan ve bu hormonları üreten ikiz organlar yumurtalıklardan üretilir. Son yıllarda erken teşhis ile yumurtalık kanserinden kurtulan kadın oranı oldukça fazla.

Belirtileri:
Karnında şişkinlik ya da basınç
Karın ya da pelvis ağrısı
Yemek sırasında çok çabuk doyma
Daha sık idrar yapma.

Bu belirtiler her zaman kanser habercisi olmasa da bir haftadan uzun sürerlerse doktora görünmek gerekir.
Risk faktörü: Aile geçmişi.
Ailede kanser olan ya da olanlar varsa durum risklidir. Yakın bir akrabanın yumurtalık kanseri geçirmesi ciddidir. Meme, rahim ya da kolon kanseri gibi kadınsal hastalıklar da risklidir. Yumurtalık kanserinde aile geçmişi de varsa risk %10 daha fazladır. Bu meme kanseri ile bağlantılı olan BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonlarını da içerir. Aile geçmişi olan kadınların sürekli doktor kontrolünde olmaları gerekir.

Risk faktörü: Yaş.
Yumurtalık kanseri için önemli risk faktörü yaştır. Menopozdan sonraki dönemde risk artar. Hormon tedavisi uygulaması da bu riski artırır. 5 ila 10 yıl boyunca bu dönemde hormon tedavisi olan kadınlarda bu kansere yakalanma riski daha fazla.

Risk faktörü: Obezite.
Obez kadınlarda yumurtalık kanserine yakalanma riski daha yüksek. Ölüm oranları da yine daha fazla. Kilo arttıkça risk artıyor.

Yumurtalık kanseri tarama testleri rutin bir jinekolojik muayene sırasında ortaya çıktıktan sonra düzenli olarak yapılmalıdır. CA-125 protein düzeylerini kontrol eden kan testi gereklidir. Ultrason ile olası risk incelenir. Tarama yüksek risk faktörlü kadınlarda önerilir.

Erken teşhis ve ilk evrede cerrahi uygulanabilir. Yumurtalıklar alınır ve temizlenir. İleri aşamaları için yakın çevre dokular ve riskli alanlar temizlenir.
Kemoterapi genelde ameliyattan sonra verilir. Hedef kanser hücreleri önleme amaçlıdır. İlaçlar ağız ya da iğne yoluyla vücuda verilir. Avastin ilacı uygulanır ve testten geçtikten sonra risksiz ise tedaviye devam edilir.
Referans.7gunsaglik.com.tr

Göz Kalemi İle Yapılacak 25 Taktik

Bir göz kalemi ile neler yapabileceğinizi hiç düşündünüz mü? İşte size 25 süper taktik…

1- Kaşlarının daha kalın ve belirgin görünmesini istiyorsan, göz kalemini kaş kalemi olarak kullanabilirsin.

2- Koyu renk farın mı bitmiş? Siyah, gri ya da kahverengi kalemlerin ile göz kapağını boya ve bir pamuk yardımıyla dağıt.

3- Geçici dövme yapmak için göz kalemini kullanabilirsin. Tek yapman gereken istediğin şekli çizmek! Üstelik beğenmezsen yıkayarak kolayca çıkartabilirsin.

4- Not almak için kalem bulamadın mı? Göz kalemin bu iş için birebir!

5- Kedi gözlere sahip olmak için çektiğin kalemi göz bitiminden şakaklarına doğru uzatman yeterli!

6- 60’ların modasına uymak istersen, kaleminle yanağına bir ben kondurabilirsin!

7- Göz kalemi erkeklere de çok yakışıyor! Johnny Depp bunun en büyük kanıtı! Sen de erkek arkadaşının gözlerine sürmeyi dene:)

8- Uzun saçların seni bunalttı ve yanında toka yok… Saçlarını dolayıp topuz gibi yap ve kalemini saçlarının ortasına batırarak toka olarak kullan!

9- Japonlar gibi çekik gözlere sahip olmak istiyorsan, göz kalemini üst ve alt kirpiklerinin ortasından başlayarak göz bitimine kadar kalem çek!

10- Resim yaparken fonu renklendirmek için göz kalemini kullanabilirsin! Kalemi yatay olarak tutup kağıdı boya ve sonra da parmağınla dağıt!

11- Okuldaki tiyatro gösterilerine hazırlanmak için göz kaleminden faydalanabilirsin. Kedi bıyığı yapmak, göz altında morluklar oluşturmak için siyah bir göz kalemi yeterli.

12- Eğer beyaz tenliysen, kahverengi göz kalemi çekerek yüz hatlarını yumuşatabilirsin!

13- Gözlerin büyükse, iç kısımlarına kalem çekerek onları daha küçük gösterebilirsin.

14- Gözlerini daha büyük göstermek istiyorsan, alt ve üst çevresine kalem çekmen yeterli!

15- Gözlerin aşağı doğruysa, kirpik diplerine düz şekilde kalem çekerek hoş bir görüntü elde edebilirsin.

16- Gözlerinin çekik görünmesini istiyorsan, göz pınarından başlayıp gözün bitiş çizgisine kadar kalem çekmelisin.

17- Gözlerinin iç ve dış kısmına kalem çekmen, bakışlarının daha da anlamlı olmasını sağlar.

18- Göz kalemini çektikten sonra bir kulak çubuğu ile çizgiyi dağıtmayı dene. Böylece Cansu Dere’ninki gibi buğulu bakışlara sahip olabilirsin.

19- Alt göz kapağına beyaz kalem çekersen, gözlerinin daha parlak görünmesini sağlayabilirsin.

20- Gözlerin birbirinden uzaksa, göz ortasından göz pınarına kadar alt ve üst kısmına kalem çekmelisin.

21- Gözlerin birbirine yakınsa, ortasından göz sonuna kadar alt ve üst kısmına kalem sürmelisin.

22- Kaşlarını daha uzun göstermek istiyorsan, uygun renkli bir göz kalemi ile kaş çizgini uzatabilirsin.

23- Renkli gözlüysen, renkli göz kalemleri kullanmayı denemelisin. Mavi ve yeşil tonlarındaki kalemler bakışlarını yumuşatır.

24- Sadece üst kirpik diplerine kalem sürmen, gözlerinin daha kalkık görünmesini sağlar.

25- Düz renk bir tişörtünün üzerine istediğin deseni çizip geçici bir süreliğine yeni bir tişörte kavuşabilirsin. Referans.7gunsaglik.com.tr,

Alzheimer Hastaları Duygularını Mimiklerine Vuruyor

Bir tür nörolojik hastalık olan Alzheimer hastalığında kişiler duygularını hareketlerinde özellikle de mimiklerine vuruyor.

Hafıza problemleri yaşayan bu hastalar çevrelerinde kişilerin duygularını karşılar. Zihinsel bir düşüş evresi olan bu hastalıkta hareket ve mimik kontrolü bu hastaların yönetilmesini kolaylaştırır. Onların duygularını anlamalı, mümkün olduğunca anlayışlı, sakin ve sabırlı olmalıyız. Empati kurmalı ve ifadelerini çözmeye çalışmalıyız. Bu süreçte hastaların davranış ve duyguları bir biçimde beyinden geçerek mimiklere yansıtılır. Bu süreci fark bile etmeyiz hızlı gelişir.

Alzheimer hastalığının erken dönemlerinde hafif düşünce ve hafıza problemleri belirir. Unutkanlık en belirgin özelliğidir. Duygusal anlamda kişi hassaslaşır. Alınganlık beraberinde de bunama görülür.

Hafıza ve düşünce yeteneği tamamen kaybolabilir. Endişeli, kızgın, sabırsız kişiler bu hastaların bakıcısı olmamalıdır. Sakin ve mutlu bir bakıcı ise hastaya olumlu duygular aşılar ve hastalığın ilerlemesini önleyebilir.

Sakin, mutlu ve huzurlu olabildikleri ortamda yaşamaları bu hastaların iyileşmesinde önemli bir rol oynar. Günlük yaşamda eski alışkanlıklarına aynı rutinde devam ettirilmelilerdir.

Yaşla ilgili bir beyin hastalığı olduğundan yavaş ve adım adım eski alışkanlıklarına döndürülmelidir. Hafıza ve düşünme sorunları bu hastalar arasında daha az yaşanır. Genelde ruhsal sorunlar daha yoğundur.

Ruhsal bozukluk ve duygusal çöküntü beynin sağ geçici lobunda paralel olarak hasar vermekte ve beyin işlevlerini azaltmaktadır. Duygusal ve sosyal davranışı etkileyen bu beyin bölümü zedelendiğinde bu hastalık ortaya çıkar. Depresyonla birlikte hafif zihinsel bozukluk Alzheimer hastaları arasında sıkça görülür.

Sonuçta insanları beyinleri yönetir ki, en ufak bir beyinsel sorun sonucunda bu hastalıklar meydana gelir ve kişinin yaşamını kısıtlar. Alzheimer hastaları çoğu duygusunu yüz mimiklerine yansıtarak karşı tarafla anlaşmaya çalışır.
Referans.7gunsaglik.com.tr

Bağırsak Sorunları 4 Hamileden 3ünü Etkiliyor

Kabızlık ve ishal gibi bağırsak sorunları hamilelikte sıkça görülüyor. Her 4 hamile kadından 3ü bu sorunları yaşıyor.

Önemli ölçüde yaşam kalitesini etkilemese de gebeliği sıkıntıya sokabilir. Maywood Loyola Üniversitesi Tıp Merkezi araştırmacıları gebelik sırasında meydana gelen bağırsak sorunları, fizyolojik ve hormonal değişiklikler nedeniyle oluşur.

Kadınların hamilelik sırasında alması gereken besin takviyeleri de bu durumları etkileyebilir. Gebeliğin ilk üç aylık dönemindeki 104 kadın ve son üç aylık dönemindeki 66 kadın arasında çalışma yürütülmüştür. Bu sorunların yaşam kalitesini nasıl etkilediği ve bağırsak sorunlarının gelişimi izlenmiştir.

Bağırsak sorunları en çok yeme düzenini, kızgınlık ve öfke başta olmak üzere ruhsal durumu ve mutluluk düzeylerini etkilemiştir. Dışarı çıkarken bile telaşlı ve agresifleşme söz konusu. Katılımcıların %61i kabızlık, ishal, şişkinlik ve irritabl bağırsak sendromu çekmiştir. Ayrıca başka bağırsak sorunları ile de karşılaşma söz konusu olmuştur.

%94.9 oranında yaşam kalitesini sarsıcı etkiler bıraktığı belirlenmiştir. Kabızlık ve bağırsaklarda şişkinlik hayatı zorlaştırmaktadır. Özellikle şişkinlik yaşayan gebelerde bu durum oldukça risklidir. Hamile kadınların günlük bol miktarda sıvı almaları ve günlük 25 ila 30 gram arasında lifli yiyecek tüketmeleri gereklidir. Çalışmada bu oran yarı yarıya çıkmıştır.

Yani gebelikte insanlar günde 10-15 gram lif tüketiyor bu da kabızlığı tetikleyen bir durum. Yeteri kadar lif ve su almak önemli. Bu besinler ve sıvı besinler dışkıyı yumuşatarak kabızlık ve bağırsak sorunlarını önler. Jinekolog ve kadın doğum uzmanları da bu görüştedir.
Referans.7gunsaglik.com.tr

Diyabetliler İçin Uygun Beslenme Programı

Şeker hastası iseniz beslenmenize dikkat etmeniz ve bazı değişiklikler yapmanız gerekecek.

Yaklaşık 1600 kalorilik özel bir diyet gerekecektir. 220 gram karbonhidrat alacak ve her öğünde su içeceksiniz. Günde en az 8 bardak su tüketeceksiniz.
360 kalori, 52.5 gram karbonhidratlık kahvaltı:
1 dilim kepek ekmek 1 çay kaşığı margarin ile tost
1/4 su bardağı yumurta ya da süzme peynir
1/2 fincan yulaf ezmesi
1/2 su bardağı yağsız süt
1/2 küçük muz.
535 kalori, 75 gram karbonhidratlık öğle yemeği:
4-6 kraker ile 1 bardak sebze çorbası
1 hindili sandviç (2 dilim kepekli ekmek, 1 dilim hindi ve 1 dilim az yağlı peynir, 1 çay kaşığı mayonez)
1 küçük elma.
635 kalori, 65 gram karbonhidratlı akşam yemeği:
Fesleğen ve kekik 4 gram ızgara tavuk göğsü üzerine serpilir
2/3 su bardağı pişmiş kahverengi pirinç
1/2 bardak pişmiş havuç
1 çay kaşığı margarin ile 1 küçük dilim tam tahıllı ekmek
2 yemek kaşığı az yağlı salata sosu ile salata
4 kayısı kurusu.
60 kalori ve 15 karbonhidratlık snack ara öğünler:
Günde 2 kez:
Salsa soslu az cips
1/2 su bardağı yapay tatlandırılmış çikolatalı puding
1 dilim peynir ve meyve
3 su bardağı patlamış mısır.
Referans.7gunsaglik.com.tr

Mide İltihaplanması Gastrit İçin Bilinmesi Gerekenler, Çözüm Yolları

Gastrit, mide astarının iltihaplanması sonucunda oluşan bir hastalıktır. Gastrit iltihabı sıklıkla mide ülserine sebep olan aynı bakteri enfeksiyonunun sonucudur. Bir takım ağrı kesicilerin düzenli kullanımı ya da alkol tüketimi gastrite yol açabilir.

Gastrit akut ya da kronik olabilir. Bazı durumlarda ülsere ve mide kanserine yol açabilir. Ciddi değilse hızlı tedavi edilebilir. Belirtileri, üst karında hazımsızlık, yakıcı ya da normal ağrı, bulantı, kusma, iştah kaybı, şişkinlik, yemeklerden sonra üst karında dolgunluk hissi ve kilo kaybı.

Akut gastritte daha çok bulantı ve ağrı varken, kronik gastritte şişkinlik ve iştah kaybı baş gösterir. Gastrit zaman zaman mide kanamasına yol açabilir. Aşırı kanama ya da kusmada tıbbi yardıma gerek duyulur.

Risk faktörleri, h pylori bakteri enfeksiyonu, düzenli aspirin ve ilaç kullanımıdır. Gastritin tedavisi gastritin nedenine göre farklı şekillerde yapılır. Genellikle mide asidinin çeşitli yöntemlerle azaltılması gastrit şikayetlerinin azalmasını sağlar.

HP pozitif bulunan durumlarda bakterinin temizlenmesine yönelik en az 2 antibiyotik içeren bir ya da 2 haftalık tedavi yapılır.Referans.7gunsaglik.com.tr,

Meme Kanserine İyi Gelen Egzersiz Tavsiyeleri

Acıbadem Kadıköy Hastanesi Meme Kliniği Sorumlusu Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hilal Ünal, günde 30 dakika veya haftada 3 kez birer saat yürüyüş yapan kadınların meme kanserine yakalanma risklerinin yüzde 50 oranında azaldığını bildirdi.

Prof. Dr. Ünal, yaptığı yazılı açıklamada, meme kanserinin kadınlar arasında en sık görülen kanser türü olduğunu, batı ülkelerinde her 8 kadından birinin hayatının bir döneminde meme kanserine yakalandığını, Türkiye’de de her 12 kadından birinde hayatının bir döneminde meme kanseri geliştiğini belirtti.

Meme kanserinin ölüme yol açması açısından akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer aldığını anlatan Ünal, dünyada her yıl bir milyon kadında yeni meme kanserinin saptandığını, her yıl 375 bin kadının da meme kanseri nedeniyle hayatını kaybettiğini ifade etti.

Düzenli olarak yapılan sporun, kilo kontrolünü sağladığına ve meme kanserinin oluşumunda önemli bir risk faktörü olan kadınlık hormonu östrojenin düzeyini dengelediğine dikkati çeken Ünal, şu bilgileri verdi:

“Günde 30 dakika veya haftada 3 kez birer saat yürüyüş yapan kadınların meme kanserine yakalanma riskleri yüzde 50 oranında azalıyor. Menopoz sonrası dönemde yapılan yürüyüş daha da önem taşıyor. Çünkü bu dönemdeki hızlı kilo alımı östrojen düzeyini yükseltiyor, bunun sonucunda meme kanseri riskini daha da artırıyor. Özellikle menopozdan sonra hızla alınan kilolar, meme kanseri riskini artırıyor. Çünkü bu dönemde kadınlardaki östrojenin ana kaynağını artık yumurtalıklar değil, yağ dokuları oluşturuyor. Bu nedenle ne kadar kilo alınırsa, östrojenin düzeyi de o kadar artıyor.

Menopoz döneminde kadınlar ateş basması, terleme, osteoporoz ve çarpıntıyı önlemek amacıyla hormon replasman tedavisi görebiliyor. Ancak menopoz sürecinde hormonların uzun süre kullanımı meme kanseri riskini artırıyor.”

30 yaşından sonra doğum yapanlarda kanser riski

Uzun süre doğum hapı kullanan kadınlarda damar içi pıhtılaşma, karaciğerinde hasar oluşumu ve meme kanserinin gelişme riskini arttırdığını belirten Ünal, şunları kaydetti:

“İlk çocuğunu 30 yaşından sonra doğuran kadınlarda meme kanseri görülme oranı 20 yaşından önce doğuranlara göre 2 kat artıyor. Çünkü meme dokusu hücrelerinin gelişmesi, doğum ve emzirmeYle tamamlanıyor. Memenin gelişmesi ne kadar erken tamamlanırsa, hücreler de bu kanser türüne yol açan genetik faktörlere karşı kendilerini o kadar korumuş oluyorlar.

Yoğun iş temposu nedeniyle pek çok kadın bebeklerini ya emziremiyor ya da emzirme süreçlerini kısa tutmak zorunda kalıyor. Oysa meme kanserinin en önemli nedenlerinden biri, kadınlık hormonu östrojenin yüksek olması. Emzirmek ise kansere neden olan östrojenin kandaki değerini azaltıyor ve hücreleri yeniliyor. Bu nedenle bebeklerin ilk 6 ay sadece anne sütüyle, daha sonra ek gıdalarla birlikte 2 yıla kadar emzirilmesi gerekiyor.”

Ünal, sigara kullanımının, meme kanseri de dahil olmak üzere birçok kanserin gelişme riskini arttırdığını belirtti.

Kırmızı etin haftada 2 kez birer öğün (250 – 300 gr.) yenilmesi gerektiği önerisinde bulunan Ünal, kırmızı etin hemoglobin yapımını en iyi sağlayan demir kaynağı olarak gösterildiğini, demirin meme kanseri riskinin azaltılmasında olumlu yönde rol oynadığını ifade etti. (Kaynak: hürriyet)Referans.7gunsaglik.com.tr,

Varis Tedavisinde Etkili Yöntemler

Varis kalıtsal bir hastalıktır. Düzensiz bağırsak hareketlerinden kaynaklanabilir. Diğer nedenleri, hamilelik, şişmanlık, ayakta yapılan işler, sandalyede oturma, düşük lifli diyet ve kabızlık, sıkı iç çamaşır, hareketsizlik, sigara kullanma, doğum kontrol haplarıdır.

Kabızlıktan kaçınmalısınız. Bacakları çapraz bacak bacak üstüne kullanmamalısınız. Bu kan akışını engeller. Ardıç ve buğday yapraklarının suyunu günde 2-3 bardak içebilirsiniz. Yatmadan 3 dakika önce bacaklarınıza soğuk duş aldırın.

HSBC'den, Sabit Taksitli İhtiyaç Kredisine Tıklamayan Üzülür
Saç Analizi ve Saç Dökülmesi Videosu İçin Tıklayın
Kereviz, ıspanak, su teresi, hardal ve yeşil biberi ve karabuğdayın suyunu karıştırıp içtiğinizde etkileri azalacaktır. Elma sirkesine batırdığınız bir bezle varisli bacağınızı sarın ve 20 dakika ayaklarınızı yukarı bir yere kaldırın, dinlendirin.

Varise temiz havada bol yürüyüş ve hareket iyi gelir. Lahana yapraklarını haşlayıp soğutun ve varisli bölgeye sarın. 20 dakika bekletin. Bu, varisli bölgeyi rahatladır. Haftanın belirli günlerinde tekrarlayın. Varis tedavisinde damarların içine ince iğnelerle ilaç enjekte edilir.

Daha sonra basınç bandajları, ve çorap uygulanır. İnce ve kalın varisler ve kılcal damar çatlamaları sclerotherapy ile başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Referans.7gunsaglik.com.tr,

Tırnaklarımızı Bize Aslında Neler Söylüyor?

Dermatolog yani cildiyeye tarama yaptırmaya gitmeyiz ve bunları hep ihmal ederiz. Tırnaklarımız bazen bize sinyal bir belirti vermeye çalışır. İşte tırnaklardaki sağlık sorunlarına dair belirtiler…

Karanlık siyahlaşan tırnaklar. Bunun birkaç anlamı vardır. Doğal genetik pigmentasyon renk değişimi olabilir. Yanlış manikür ve oje sonrası görülebilir. Fakat ciddi bir soruna da işaret olabilir. Tırnakta melanom izine rastlayabiliriz. Mantar enfeksiyonu gri yeşil olurken cilt kanseri siyaha yakındır.

Mavimsi tırnaklar. Parmaklar yeterince kan ve oksijen almıyordur. Akciğer ve dolaşım sistemi düzgün çalışmıyordur. Akciğer ya da kalp hastalığınız olabilir.

Beyazlaşan tırnaklar. Karaciğer hastalığı belirtisi olabilir de olmayabilir de. Doktora gitmeniz önerilir.

İncelen tırnaklar. İnce, soyulmuş, kaşıklaşan ve kavisleşen bitkin tırnaklar demir eksikliğine işarettir.



Sert ve kolayca kırılabilen tırnaklar kuruluk belirtisidir muhtemelen hipotiroid sorunu olabilir.

Yaşla birlikte tırnaklarda boyuna çizgiler oluşur. Krem sürülebilir bir sorun değildir.

Yatay çizgiler ise stres, travma, hastalık ve metabolizma sorunlarına işarettir.
Kaynak.7gunsaglik

Olduğunuzdan Daha Yaşlı Görünmenizin Sebepleri

Yeterince su içmemek yaşlı görünmemize neden olur. Özellikle sıcak günlerde bol su içmeliyiz.

Sindirim ve bağışıklığı destekler. Enerjiyi artırır, kilo kaybını destekler, sağlığı geliştirir. Zihni canlandırır ve cildi besler. Susuz cilt donuk sağlıksız sarkık ve kırışık görünür.

Güneşten korunmak gerekir. Koruyucu bir krem kullanmadan şapka gözlükle korunmadan direkt güneşe çıkmayın. Plajda çok kalmayın gölgede dinlenin. Güneş cildi yaşlandırır.

Gece yatmadan yüzünüzü yıkayıp iyice temizleyin. Makyaj ve kirle yatmak cildi yaşlandırır. Gün boyu gözenekler tıkanır.

Çok fazla işlenmiş gıda tüketmeyin. Erke yaşlanmada önemli bir role sahiptir. Abur cubur fast food kızartma yağlı asitli kötü gıdalardan uzak durun az tüketin.

Hassas bölgelere özel kremler uygulayın. Spor bile yapsanız dışarı çıkmadan koruyucu ürün kullanın. Aksi halde kaz ayakları ve kırışıklıklar çıkar.



Sağlıklı dengeli ve bitkisel tabanlı beslenin. Akşam hafif şeyler yiyin. Etten ziyade ot tüketin. Avokado ve fındık yağlarını tercih edin. İyi yağları tüketin.
Kaynak.7gunsaglik

Ciltte Kırışıklık ve Çizgilerle Baş Etme

Yüzünüzü günde iki kez yıkayın. Egzersiz sonrası, sabah ve gece iyi bir temizlik ve durulamaya gerek duyar.

Ilık su ve parmaklarınızı kullanın. Ölü hücrelerden arınır donuk görünüm gider ve gençleşir.

Nemlendirmeyi unutmayın. Cildi içten beslenerek dıştan bakım yaparak nemlendirin. İyi bir krem bulun. Güneşten koruyucu krem kullanın. Böylece kırışıklık çizgi ve kötü görünümler önlenir. Gece antioksidanlı bir ürün kullanın.

Retinole önem verin. 30lu yaşlardan sonra cilt bakım ürünlerinizde retinol olmalı. Rutin kollajen üretimi için gereklidir. Cildin esnekliğini geri kazandırır erken yaşlanmasını önler.

Parmaklarınızı kullanarak hafif darbelerle cilt masajı yapın. Her mevsim her gün bu gereklidir. Nazikçe fırçalayın hasarlı hücreleri dışarı atın.



Non ablatif lazer teknolojisi ile cilt kusurları cildiye uzmanı tarafından yok edilebilir. Cilt uzmanınıza danışın. Ölü sağlıksız hücrelerden kurtulabilirsiniz. Kan dolaşımını uyaran DIY masajı da yine uzman ellerin sunabileceği bir tedavidir.
Kaynak.7gunsaglik
X