Hava Değişiminde Sağlığa Dikkat

Havaların ani değiştiği şu günlerde gribal enfeksiyonlardan korunmak için bazı tedbirler almak gerek..

Hava sıcaklıklarındaki ani düşüşün enfeksiyon riskini artıracağı belirtildi.

Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Türk, yaptığı açıklamada, bir süredir yaşanan ”pastırma yazı” sıcaklarının, yerini yarından itibaren soğuk havaya bırakacağını söyledi.

Vücut fizyolojisinin bu tür ani sıcaklık değişimlerini tolere etmekte zorlandığını anlatan Türk, şunları kaydetti:

”Pastırma yazı olarak tabir edilen günlerin ardından sıcaklığın yaklaşık 10 derece düşecek olması, vücudu enfeksiyonlara karşı daha zayıf hale getirecek. Bu tür hava değişiklikleri en çok akciğer ve boğaz enfeksiyonlarına yol açar.

Özellikle şeker, böbrek, kronik akciğer hastaları ile yaşlılar ve çocuklar çok dikkatli olmalıdır. Öncelikle, soğuklara ince, yazlık kıyafetlerle yakalanmamak gerekir.

İLK ÖNLEM
İlk önlem olarak bizi soğuktan koruyacak kıyafetler giymeliyiz. Ayrıca beslenme de büyük önem taşıyor. Turunçgiller ve kışlık yeşil sebzeleri bolca tüketmek, vücudu soğuğa karşı doğal bir kalkan gibi koruyacaktır.”

GÜNDE BİR BARDAK SÜT
Ani sıcaklık değişimlerinde hastalanacak riskli gruplar içinde çocukların da yer aldığını ifade eden Türk, şöyle devam etti:

”Çocukların vücut direncini artırmak için sabah mutlaka sıkı kahvaltı yaptırılmalıdır. Çocuklarımızın vücut direncini artırmak için en pratik çözüm; günde bir bardak süt içmelerini sağlamak. Sütün içindeki D vitamini, savunma sistemini müthiş şekilde destekliyor. Ayrıca süt, hem zeka hem fiziki olarak çocuklarımızın sağlıklı gelişimine katkıda bulunan en önemli besin. Bu nedenle okullarda başlatılan ücretsiz süt dağıtımı konusu üzerinde daha fazla durmak gerekiyor. Süte harcayacağımız 1 liranın, ülkemize bin lira olarak geri döneceğini hiçbir zaman unutmamalıyız.”.Kaynak.http://7gunsaglik.com .,

Gripten Korunmanın 9 Yolu

Kış hastalıklarının başında gelen grip için kolayca korunmanın yolları..


Dahiliye Uzmanı Doktor Serdar Kurnaz, mevsim değişikliği nedeniyle başlayan ve kış mevsiminde sıkça görülen gribe karşı uyardı.

Gribe karşı vitamini ilaç yerine meyve olarak tüketmeyi tavsiye eden Uzman Dr. Serdar Kurnaz, gribin insanlarda en sık görülen toplum kökenli enfeksiyonlardan biri olduğunu kaydetti.

GRİBE KARŞI ALINACAK ÖNLEMLER
Yüz , gözler, burun veya ağızla oynama veya dokunma alışkanlığından kaçınılmalıdır. Soğuk algınlığı ve grip virüsleri, sıklıkla yüzle olan temasla bulaşabilir.

HASTALIK BÖYLE BAŞLIYOR
Uzman Dr. Serdar Kurnaz, gribin belirtilerini şöyle anlattı:
Gribin klinik belirti ve bulguları ise birdenbire yükselen ateş, üşüme, titreme, baş ağrısı, yaygın kas ve eklem ağrıları, kırıklık, iştahsızlık gibi sistemik bulgulara ek olarak boğaz ağrısı, burun akıntısı ve tıkanıklığı, öksürük gibi solunum yolu belirtileridir. Ateşin süresi tipik olarak 3 gün olmakla birlikte 1 ila 5 gün uzayabilir. Sistemik belirtiler azaldıkça solunum yakınmaları belirginleşir. Bunlardan en sık ve ön planda olanı öksürüktür. Öksürük, kırıklık ve güçsüzlüğün tümüyle düzelmesi 1 ila 2 hafta bazen daha da uzun sürebilir.Her iki hastalık da virüslerin enfekte salgılarla direkt temas ve virüslerin solunum yoluyla alınmasıyla çok kolay olarak bulaşır. Her iki hastalığında spesifik tedavisi olmadığından semptomatik tedavi yapılmaktadır. Bu yüzden hastalığın önlenmesi için alınacak önlemler çok önemli.".Kaynak.http://7gunsaglik.com .,

Sağlıklı Bir Kış Geçirmek İçin

Sonbahar ve kış aylarında özellikle hassas bünyelerin uyması gereken bazı kurallar..

Mikropların bilinenin aksine soğukta değil sıcakta daha çok üreyerek yaşadıklarını; soğukta ise öldüklerini biliyor muydunuz? Peki, mikropların yaşamasına izin vermiyor gibi görünen soğuk hava nasıl oluyor da bizi hasta ediyor?

Bu sorunun yanıtını Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Orhan Dalkılıç ile aradık…

"HASTA EDEN SOĞUK HAVA DEĞİL; MİKROPLARIN YAYILMA ALANI OLAN SICAK VE KAPALI ORTAMLAR"
Soğukta salgın haline dönüşen hastalıklar bilinenin aksine soğuktan değil; soğuk havalarda insanların çok daha kapalı; okul, kreş, yurt gibi sıcak ortamlarda toplu olarak bulunmasından kaynaklanır. Bu hastalıklar odaların yeterince havalandırılmaması ve daha yakın temasta bulunulması sonucu ortaya çıkar ve yayılırlar. Bulaşan kişinin bağışıklık sistemi zayıfsa ve hazırlıksız yakalandıysa hastalık ortaya çıkar. Yoksa her bulaşan kişide hastalık görülmez.

KORUNMAK İÇİN…
Solunum yolunda enfeksiyona neden olan virüs ve bakteriler genelde hava ve temas yolu ile bulaşırlar.

Bunun için tedavi olmadan önce korunma çok önemlidir. Grip ve uygun vakalarda zatürre aşısı yaptırmalı, bağışıklık sistemini güçlendirici vitamin ve gıda takviyesi almalı, bol sıvı tüketmeli, dengeli beslenmeli ve dinlenmelisiniz.

Ancak tüm bunlara rağmen hastalıklara yakalanırsanız en kısa zamanda tedavi yolunu seçmeniz hastalıktan bir an önce kurtulmanız için en doğru seçenektir.

EYVAH HASTA OLDUM! ŞİMDİ NE YAPACAĞIM?
Diğer insanlarla solunum ve özellikle el temasından kaçının.

Öksürme/aksırma sırasında ağız ve burnunuzu, elinizin dışı veya kağıt mendille kapatın.

Odanızı sık sık havalandırın.

Ellerinizi sık sık sabunlayın ve bol su ile yıkayın.

Hasta bir başkasıysa onunla aynı ortam ve odayı paylaşmayın.

Hastayla kesinlikle aynı odada yatmayın.

AŞI YAPTIRIN AMA ÖNCESİNDE BUNLARI BİLİN!
Grip aşıları yumurta proteininden elde edildiği için yumurta alerjiniz varsa yaptırmayın.

Aşıların genelde %40-60 oranında koruyuculuğu olduğunu; grip aşısı olduğunuzda kesinlikle grip geçirmeyeceğinizin garantisi olmadığını unutmayın.

Aşılara bağlı %5-15 oranında grip benzeri yan etki görülebileceğini göz ardı etmeyin.

Ateşli iken veya aktif enfeksiyon varlığında kesinlikle aşı olmayın.

Virüsler her yıl tür değiştirdiği için bir önceki yılın grip aşısı sonraki yılda etkili olmayabilir. Bu nedenle her yıl mevsiminde çıkan, yeni aşıyı yaptırın.

Grip aşıları sanılanın aksine nezleye karşı koruyucu değildir. Sadece influenza virüsüne (grip) karşı koruyucudur. Bu nedenle aşı olduğunuz halde nezle olduysanız aşıyı suçlamayın.

BEN HASTA OLDUM DEMEMEK İÇİN…
Solunum yolu enfeksiyonlarında ateş, öksürük ve ağrı, en sık görülen belirtilerdir. Hapşırma, burun tıkanıklığı, göz, burun ve geniz akıntısı, baş, boğaz ve kulak ağrısı, yutma güçlüğü, ses kısıklığı, öksürük, balgam çıkarma, hırıltılı soluma ve nefes darlığı, göğüs ve sırt ağrısı başlıca lokalize belirtilerdir.

Bunun yanında halsizlik, iştahsızlık, tüm vücutta kırgınlık, ateş, eklemlerde ve tüm bedende ağrı, göğüs ve sırt ağrısı, bulantı ve kusma gibi sistemik bulgu ve şikâyetleriniz de varsa vakit geçirmeden hemen doktorunuza başvurun.

NASIL TEDAVİ OLACAĞIM?
Kış enfeksiyonlarında asıl amaç; hastalığı en kısa sürede atlatmanızı sağlamak ve vücut direncini yükseltmektir. Halk arasında bu tip hastalıklarda bilinçsizce antibiyotik alınması alışkanlığı ne yazık ki hala devam ediyor.

Komşunun ilacı size iyi gelmeyebilir. Bunu unutmayın. Viral enfeksiyonlarda antibiyotik alınırsa vücudun normal florası bozulacağından ardından fırsatçı enfeksiyonlar sizi daha sık ziyaret edebilir. Yani kendi kendinizi hasta edebilirsiniz.

Genel kural olarak viral enfeksiyon üzerine bakteriyel enfeksiyon eklenirse; muayene, tetkik ve bulgulara göre antibiyotik tedavisine başlarız. Tedavide genel yöntem bol miktarda sıvı almak, burnu yıkamak, burun açıcı damla kullanmak ve kesinlikle doktor kontrolünde nezle ilacı almaktır..Kaynak.http://7gunsaglik.com .,

Bu Kış Ağır Gripten Korunun

Nezle ve grip havalar soğuyunca baş gösterir. Fakat grip nezle kadar masum bir hastalık değil. Dikkatli olmalı ve kendimizi korumalıyız..

Kış aylarına bir adım daha yaklaştığımız şu günlerde gribe karşı uyarılarda bulunan uzmanlar, nezle ile gribin karıştırılmaması gerektiğini belirterek, uyarılarda bulunuyorlar.

Toplumda nezlenin daha çok griple karıştırıldığını vurgulayan Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Vasıf Soysal, nezleden korunmanın zor, ancak, kurtulmanın kolay olduğunu belirtirken, gribe yakalananları ise dikkat etmeleri konusunda uyardı.

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Vasıf Soysal, nezlenin genellikle istirahat, sulu yiyecekler ve bol sebze meyve yenilerek 3-5 günde atlatılabileceğini ve gribe nazaran çok hafif seyrettiğini ifade etti. Soysal, "Daha çok hava yolu temasıyla bulaşan ve hemen hemen herkesin yakalandığı viral (virüs sebebiyle) bir üst solunum yolu hastalığı olan nezle, özellikle sonbahar ve kış aylarında salgın haline gelebilir. Bu dönemdeki ısı değişiklikleri, vücut ısısını düşürerek virüs ve bakterilerin hastalık yapmasına zemin hazırlar" dedi.

"ANTİBİYOTİK KULLANMAYIN"
Hasta kişilerle direk temas, tokalaşma, öpüşme, enfekte kişilerin salgıları veya solunumu ile kontamine olan yiyecek, içecek, giyecek ve hava yolu damlacık enfeksiyonu ile hastalığın bulaştığını kaydeden Dr. Soysal, kuluçka döneminin 2 ile 5 gün olduğunu bu süreçte subfebril ateş, halsizlik, kırgınlık ve iştahsızlık gibi belirtilerin görülebileceğine dikkat çekti.

Burun tıkanıklığı, sulu burun akıntısı, hapşırma, boğazda gıcıklanma, yanma, öksürük, baş ağrısı, ses değişiklikleri ve tüm vücutta ağrı görülebileceği üzerinde duran Op. Dr. Soysal, istirahat ve bol sebze ile meyve yenilerek, bakteriyel bir enfeksiyona maruz kalınmadığı sürece bir hafta içinde klinik tablonun düzeleceğine işaret etti. Bu dönemde antibiyotik kullanılmaması gerektiğine dikkat çeken Dr. Soysal, şikayetlerin azaltılmasına yönelik ağrı kesiciler, ateş düşürücüler, antihistaminik ilaçlar ve burun açıcı ilaçlar verilebileceğinin altını çizdi.

GRİBE KARŞI SAĞLIKLI BESLENİN
Gribi, solunum yollarına yerleşen influenza A,B,C, virüslerinin neden olduğu yüksek ateş, yaygın kas ağrıları ve kırgınlık ile seyreden bir hastalık olarak tanımlayan Op Dr. Vasıf Soysal, toplumda aynı anda birçok kişiyi olumsuz etkileyen gribin çok sayıda ölümlere yol açabildiğini vurguladı.

Gribe karşı önlem alınabileceğine dikkat çeken Dr. Soysal, "Sağlıklı, yeterli, dengeli beslenerek grip ve nezleye karşı önlem alınmalıdır. C vitaminleri içeren besinler günde 3 ana öğün ve 3 ara öğün olmak üzere, yeterli miktarda alınmalıdır" dedi..Kaynak.http://7gunsaglik.com .,

Sıtma Ölümlerinin Sayısı Artıyor

Özellikle sivrisineklerin yoğun olduğu yerlede riski yüksek olan sıtma hastalığı her ülkede ölümlere yol açıyor..

Avustralya, Asya-Pasifik bölgesinde sıtmadan ölümleri azaltabilmek için 104 milyon dolar bağışta bulunacak.

Sydney kentinde yapılan uluslararası bir konferansta konuşan Dışişleri Bakanı Bob Carr, gelecek 4 yıl içinde Asya Pasifik bölgesinde sıtmayla mücadele programlarını desteklemek için 104 milyon dolarlık bir bütçe ayırdıklarını açıkladı.

Dünya Sağlık Örgütü, 2010 yılında Asya Pasifik bölgesinde 30 milyon sıtma vakasına rastlandığını, bunlardan 42 bininin ölümle sonuçlandığını açıklamıştı.

Sıtmaya en fazla sayıda kurbanı Afrika veriyor. Sivrisinek ısırığı ile bulaşan sıtma, her yıl Afrika’nın Sahraaltı bölgesinde 300 milyon kişiyi etkiliyor ve çoğu çocuk yaklaşık 1 milyon insanın yaşamını yitirmesine neden oluyor.

Sıtma paraziti, kişinin sivrisinek tarafından ısırılmasından sadece beş dakika sonra karaciğere yerleşiyor. Karaciğerde yaşam döngüsünün farklı bir evresine geçen parazit, kırmızı kan hücrelerini ele geçirerek hastalığa neden oluyor..Kaynak.http://7gunsaglik.com .,

Uyku Apnesi Beyin İşlevini Bozuyor

Özellikle boynu kalın olanlar uykularında uyku apnesi de geçiriyorsa günlük yaşantılarında stresle karşılaşıyor.

Prof. Dr. Levent Öztürk, uyku apnesinin beynin işlevleriyle ilgili birtakım sorunlara neden olduğunu, bu durumun da kişinin stres düzeyini artırdığını belirtti.

Öztürk, uyku apnesi olan kişilerde, öğrenme ve konsantrasyon güçlükleri ile dikkat dağınıklığı görüldüğünü söyledi.

Apne sorunu yaşayan kişilerin daha asabi ve saldırgan hale geldiklerini ifade eden Prof. Dr. Öztürk, ”Uyku apnesinin neden olduğu nefes durmaları sırasında, sempatik sinir sisteminin aktivitesi artar. Uyku apne sendromunda standart bir hastada, gecede 300-400 kere nefes durması meydana gelir. Uyku apnesi, beynin işlevleriyle ilgili birtakım sorunlara neden olur, bu da kişinin stres düzeyini artırır” dedi.

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Porf. Dr. Öztürk, uykuda nefes durmalarının ise yüksek tansiyon için bir risk faktörü oluşturduğuna dikkati çekti.

Anatomik yatkınlığın uyku apnesi riskini artırdığını aktaran Öztürk, şunları kaydetti:

”Boyun kalınlığının 42-43 santimetre olması, uyku apnesi için bir risk faktörü oluşturuyor. Boynun kısa ve kalın olması da tıkanma eğilimini artıran bir etken. Çene küçük ve geriye doğruysa, bunun üzerine kilo, yaş ve alkol kullanımı da eklendiğinde, nefes durmaları kaçınılmaz hale geliyor. Anatomik yapı için yapılacak bir şey yok ama kilo kontrolü uyku apnesi eğilimini azaltabilir. Uykuda solunum bozukluğu olan hastalar için egzersiz önem taşıyor. Egzersiz yapıldığında, beyin, kaslarımıza çeşitli sinyaller gönderiyor. Bu sinyaller boyun bölgesindeki kaslarımızın normal zamandaki gerginliğini artırarak sarkmasını ve hava yollarını kapatma eğilimini ortadan kaldırıyor. O açıdan egzersiz yapmak, kilo verdirmese bile hastalarda apne şiddetini azaltıcı bir eğilim gösteriyor.”
Referans.7gunsaglik.com.tr

Aldatan Erkekler Kalp Yetmezliğinden Ölebilir

Aldatmak ruh sağlığı dışında benden sağlığını da olumsuz yönde etkiliyor.Aldatan erkekler pişmanlık ve heyecana bağlı olarak çeşitli vücut fonksiyonlarından geçiyorlar.


Yapılan araştırmalara göre eşini aldatan erkeğin kalbi teklemeye başlıyor. İtalya’daki Floransa Üniversitesi’nin araştırması yatağını eşiyle paylaşan erkeklerde kalp krizi riskinin düşük olduğunu, ancak bu riskin aldatan erkeklerde yüksek olduğunu ortaya koydu.Referans.7gunsaglik.com.tr,

Kalp Pili Takılması

Elektronik bir cihaz olan kalp pilleri kalbe yakın bir bölgeye yerleştirilir. Lokal anestezi altında yapılan küçük bir operasyondur ve yaklaşık 1 saat sürer. Kalp pili takılırken hastanın durumu sürekli kontrol edilir.

Kardiyolog hekim, pili yerleştirmeden önce lokal anestezi ile köprücük kemiğini uyuşturur ve o bölgeyi açar. Hekim kalbe giden atardamarı bularak kalbe ulaşır. Böylece kalp içine yerleştirilecek olan iletkenler takılır. Bu aşamada hastalar biraz rahatsızlık hissedebilirler ancak bu durum uzun sürmeyecektir. Kalp pili için doğru pozisyon bulunduğunda atış üreteci( pulse jeneratörü) kutusu da pil ile birlikte yerleştirilir. Bu kutu deri altında veya kas ile göğüs duvarı arasında konabilir.

Güneşten Korunmak İçin Organik Ürünler Kullanın

Yaz güneşi feci yakar ve cildi bozar. Organik güneş kremleri tavsiye ediliyor.

Florame organik güneş serisi, içeriğindeki bitkisel yağlar sayesinde güneşe karşı etkin koruma sağlar ve cildin güneşten zarar görmesini engeller. Cilt üzerinde beyaz kalıntılar bırakmaz, yapışkan ya da yağlı hissi oluşturmaz ve asla çevreye zarar vermez.

Güneşe karşı optimum koruma için özel doğal içerikler:

• Organik Buriti Yağı ; Amazonlar arasında aynı zamanda ‘Hayat Ağacı’ olarak bilinen Buriti Yağı, içeriğindeki yüksek orandaki karoten sayesinde UV ışınlarını absorbe eder ve serbest radikalleri engeller.
• Organik Meryempelsengi Yağı ; İçeriğindeki yağ asitlerinden dolayı, cildin yenilenmesinde etkendir. Kurumuş ve nem kaybına uğramış ciltler için faydalıdır.
• Mercan Kayalarına ve denizlere zarar vermeyen mineral filtreler

Sun Cream Face SPF50 – 50 Faktörlü Yüz Güneş Kremi-40 ml : Doğal bir UV filtresi olan Buriti yağı ile zenginleştirilmiş formülü ve 50 Koruma Faktörü ile güneşin zararlı etkilerine karşı yüksek koruma sağlar, güneşin sebep olduğu hasarların oluşmasını önler. Kullanımı oldukça pratik olan Sun Cream Face SPF50 yağsız ve yapışmayan yapısıyla yüzünüze kolayca sürülür, beyaz kalıntı bırakmaz.

30 Faktörlü Vücut Güneş Kremi-100 ml : Doğal bir UV filtresi, koruyucu ve cilt yenileyici olan Buriti yağı ile zenginleştirilmiş formülü ile güneşin zararlı etkilerine güçlü bir koruma sağlar. Kullanımı oldukça pratik olan Sun Cream Body SPF30-30 Faktörlü Vücut Güneş Kremi yağsız ve yapışmayan yapısıyla vücudunuza kolayca sürülür, beyaz kalıntı bırakmaz.

Güneş Sonrası Bakım Sütü -150 ml : Cildi besleme ve aydınlatma özellikleriyle ünlü % 100 organik Buriti yağı ile zenginleştirilmiş formülü güneşten sonra cildinizi yatıştırır ve rahatlatır. Zengin ve pürüzsüz bir görünüm için cildinizin bronzlaşmasına yardım ederken diğer yandan güneşin etkilerinden zarar gören cildi onarmaya yardımcı olur.

Referans.7gunsaglik.com.tr

İş Yerinde Üstlerle İyi Geçinme

Ruh sağlığını etkileyen önemli etmenlerden biri de iş hayatı. Siz iş ilişkilerinizde ne kadar iyisiniz?


Nabza göre şerbet verebilmek için müdürünüzü nelere kızdığı ve hangi durumlarda sizi takdir ettiğini iyi gözlemleyin. Bu sayede zayıf noktasını yakalayabilirsiniz.

Size sürekli zorluklar çıkarak bir müdürünüz olsa dahi bunun motivasyonunuzu etkilemesine izin vermeyin. Unutmayın, önüne taş koyanların istediği şey tökezlemenizi sağlamaktır. Bu tür durumlara mahal vermeyin.

Rahat çalışma koşulları için tıklayın!

Her zaman bir adım önde olun. Sizden beklenenleri tahmin edin ve istemeden yapmaya çalışın.

Her şeyi belgeleyin. Hesap verme günü geldiğinde sözle değil de yazılı belgelerle ikna yoluna gidin.

Müdürünüzle tartıştığınızda zaman vermeyi bilin. Aksi bir fikri savunurken doğru zamanlama çok önemlidir.

Yanlış olduğuna inandığınız bir iddiada bulunsa bile direkt olarak karşı çıkmayın. "Demek istediğiniz şu muydu?" şeklinde söylediğini tekrarlayın. Bu sayede kendini düzeltme fırsatı verebilirsiniz.
Referans.7gunsaglik.com.tr

Nadir Hastalık Nedir Kimlerde Görülür?

Akraba evliliklerinden doğan çocuklarda, anne ve babada olmayan hastalıklar ortaya çıkabiliyor.

İstanbul Üniversitesi Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü (DETAE) Müdürü Prof. Dr. Uğur Özbek, "Akraba evlilikleri nedeni ile iki hastalık taşıyıcısı birbirini buluyor ve çocuğun hasta olma ihtimali yükseliyor. Akraba evliliği ile nadir görülen genetik özellikler, çocukta ortaya çıkıyor" dedi.

‘Nadir hastalık’, 2 bin kişide 1’den daha az sıklıkta görülen hastalıklar olarak tanımlanıyor. Bu hastalıkların yüzde 80’i genetik kökenli ve dünyada 6 bin civarında nadir hastalık bulunuyor. Her ülkenin farklı tipte nadir hastalığı olduğunu söyleyen İstanbul Üniversitesi DETAE Müdürü Prof. Dr. Uğur Özbek, “Birbirinden farklı binlerce hastalık olsa da hepsinin ortak bir noktası var. O da ‘nadir’ olmaları. Nadir olmaları sebebiyle tanı ve tedavileri zor ve yüksek maliyetli olabiliyor. Bunun yanı sıra kullanılan ilaçların araştırma ve geliştirme süreçleri güç, zaman alıcı ve maliyetli olduğu için üretime yönelik talep az. Bu nedenle bu ilaçlar, ‘yetim ilaç’ olarak adlandırılır” diye konuştu.

"Referans Merkezler Olmalı"

Türkiye’de 5 milyona yakın kişide nadir hastalık olduğunu, bu kişilerin tek bir çatı altında birleştirileceği bir merkez olması durumunda tedavi için daha hızlı ve kolay çalışabileceğini söyleyen Prof. Dr. Özbek, “Avrupa’da nadir hastalıkları olan kişiler, zaman kaybetmeden direkt referans merkezlerine gidiyor. Ülkelere ulusal nadir hastalıklar planının oluşturulması zorunlu tutuluyor. Türkiye’de de bunun gibi belli merkezlerin olması, kişilerin direkt oralarda tedavilerine başlamasının çok yararlı olacağını düşünüyorum. Bu şekilde hasta sayısı, hangi hastalıkta nereye gidileceği, ilaç planlaması da ayarlanabilir” dedi. Prof. Dr. Özbek sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye’de akraba evliliği bazı yerlerde maalesef yüzde 50’lere kadar çıkabiliyor. Akraba evlilikleri nedeni ile iki hastalık taşıyıcısı birbirini buluyor ve çocuğun hasta olma ihtimali yükseliyor. Akraba evliliği ile nadir görülen genetik özellikler, çocukta ortaya çıkıyor. Aslında taşıyıcı olmayan bir kişi ile evlenilse böyle bir durum ortaya çıkmayabilir.”
Referans.7gunsaglik.com.tr
X