Üroloji uzmanları erkeklerin prostattan her zaman korkmamaları gerektiğini vurguluyor. Prostat aynı zamanda bir organın da adı..
Üroloji Uzmanı Op. Dr. Muhammet Kuvel, yalnızca erkeklerde bulunan, mesane (idrar kesesi) tabanında yer alan ve dış idrar yolunun ilk kısmını çepeçevre saran organ olan ‘Prostat’ın bir hastalık olmadığını söyledi.
Uzm. Dr. Kuvel, "Prostat çocuk sahibi olunması açısından oldukça önemlidir. Prostat bir hastalık değildir ve bütün erkeklerde bulunur. Kişinin bende prostat var demesi o kişide prostat hastalığı var anlamına gelmez." dedi.
Bursa Özel Bahar Hastanesi’nden Uzm. Dr. Muhammet Kuvel, tüm erkeklerde bulunan bir organ olmasına karşın doğumdan ergenlik dönemine kadar geçen sürede prostatın belirgin olmadığını kaydetti. Ergenlikle birlikte büyümeye başlayan prostatın 20 yaş civarında ortalama 15-20 gram boyutuna ulaştığını belirten Dr. Kuvel, prostat büyümesinin 40′lı yaşlardan sonra her erkekte meydana gelebileceğini ancak bu büyümenin herkeste aynı hız ve ölçüde olmadığına dikkat çekti.
Prostat hastalıklarının ‘İltihaplar, iyi huylu büyümeler ve kanserler’ olarak 3 gruba ayrıldığını anlatan Dr. Kuvel şunları kaydetti:
"Prostat iltihabı daha çok genç erkeklerde görülürken, iyi huylu büyümeler ve kanserler orta yaş üzeri ve ileri yaşlarda ortaya çıkmaktadır. Prostat kabaca tarif edilecek olursa portakalda olduğu gibi meyve bölümü ve kabuk bölümü (kapsül) olarak 2 bölümden oluşur. Prostatın iyi huylu büyümesi daima iç taraftaki meyve bölümünden kaynaklanır. Prostat kanseri ise çok sıklıkla dış bölüm yani prostatın kapsülünden kaynaklanır. İyi huylu prostat büyümesi yaşın ilerlemesiyle artış gösterir. 80 yaşına gelmiş hastalarda iyi huylu prostat büyümesinin görülme sıklığı yüzde 80′lere varmaktadır."
Hastalığın ortaya çıkmasının büyümüş prostatın idrar kanalını sıkıştırmasıyla görüldüğüne işaret eden Uzm. Dr. Muhammet Kuvel, bu durumun kişiden kişiye göre farklılık gösterdiğini açıkladı. Prostat dokusu 70 gram olan bir kişinin idrar yolunda herhangi bir sıkıntı yaşamayabileceğini anlatan Dr. Kuvel, "Buna karşın 40 gram prostatı olan birisi idrar kanalını daraltması ölçüsünde idrar yapmada sıkıntılar yaşayabilir. Aslında aynı durum prostat kanserleri için de söz konusudur. İyi huylu büyümeler kansere dönüşmez fakat aynı hastada hem iyi huylu büyüme hem de kanser bir arada bulunabilir. Prostatın içinde gelişen kanser hücreleri büyümesine karşın idrar yolu üzerinde etkisi olmayabilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus prostat kanserinin hiç bir bulgu vermeden de görülebileceğidir. Bundan dolayı kişi bende hiç bir rahatsızlık yok, prostat kanseri neden olsun ki diye düşünmemelidir. Özellikle ailesinde prostat kanseri olan kişiler bu açıdan mutlaka erken dönemde bazı testleri yaptırmalıdır." diye konuştu.
PROSTAT KANSERİ ERKEN TEŞHİS EDİLEBİLİR
Dr. Kuvel, prostatın belirtilerini ‘sık sık idrara gitme, gece idrara kalkma, kesik kesik ve damla damla idrar yapma, idrar kesesini tam boşaltamama hissi, idrar tutmada güçlük, idrar akış gücünde azalma, idrar yapmaya başlarken zorlanma’ olarak özetledi. İdrar, kan analizleri, ultrasonografi, akım hızının ölçülmesi gibi tetkiklerle ayrıntılı incelemeler yapılabildiğini vurgulayan Uzm. Dr. Muhammet Kuvel, özellikle prostat kanserinin erken yakalanmasını sağlayan ‘PSA’ denilen kan tetkikinin önemli olduğunun altını çizdi. İyi huylu prostat büyümelerinin ilaçla veya cerrahi müdahale ile tedavi edilebildiğini söyleyen Kuvel şöyle devam etti: "Her bir hasta için tedavinin zamanlaması ve seçilecek tedavi yöntemi farklı farklıdır. Bilinmesi gereken husus ilaçların hiçbirisinin prostatı çok fazla küçültmediğidir. İlaçlar kullanıldığı sürece etkili olurlar, bırakıldıktan bir süre sonra şikayetler tekrarlar. Böbrek yetmezliği, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu, idrar kesesi taşı, böbreklerde genişleme, kanlı idrar yapma, hiç idrar yapamama gibi komplikasyonları olan veya şiddetli yakınmaları olan hastalar cerrahi yöntemlerle tedavi edilmelidir. Hastanın zamanında ameliyattan kaçınması ile zamanla mesane ve böbreklerde kalıcı hasarlar oluşabilir ve yaş ilerledikçe ameliyatı kaldıramayacak duruma gelebilir."
Prostatta cerrahi tedavi seçeneklerini ‘açık prostat ameliyatı, kapalı prostat ameliyatı ve çeşitli tipleri olan lazer ameliyatları’ olarak sıralayan Uzm. Dr. Muhammet Kuvel, en yaygın tedavinin kapalı prostat ameliyatı olduğunu dile getirdi. Prostat kanserinin cerrahi tedavisinin tamamen farklı olduğuna dikkat çeken Kuvel, "O yüzden iyi huylu prostat büyümesi için bahsedilen cerrahi yöntemlerle karıştırılmamalıdır. Ayrıca unutulmaması gereken bir durum ise prostat büyümesi nedeniyle ameliyat olduktan sonra prostat kanseri olma ihtimalinin ortadan kalkmadığıdır." ifadelerini kullandı.
Referans.7gunsaglik.com.tr