Psikiyatri literatüründe yalancılık doğruyu gizleme yalan söyleme çok eskilere dayanan ciddi bir rahatsızlıktır.
1891 yılında ilk patolojik yalan ortaya çıkmıştır. Psikiyatrik bir bozukluk olarak tıpta geçmektedir. Kişi istem dışı da zaman zaman yalan söylemek ister. Durmadan yalan söyleyen kişi bir zaman sonra patolojik yalancı hastalığını yaşar. Fikir ve düşüncelerine zayıflık başlar.
Başkalarına inancı zayıftır ve kendisini de bilinç altında inanılır güvenilir biri olarak görmemeye başlayarak yalana başvurur. Suç davranışları zaman içinde gözlenebilir. Çeşitleri; konfabülasyonu, temaruz, ganser sendromu, yapay bozukluk, sınır kişilik bozukluğu, antisosyal kişilik bozukluğu, histriyonik kişilik bozukluğudur.
Temaruzda kişi durumları kötü halde abartır ve abartarak yalana yalan katar. Konfabulasyonda hafıza kaybına bağlı yalancılık vardır. Yalan söylemek ruhsal sorunların belirtisi olabilir. Erkek ve kadında eşit oranda görülen bu durum genelde ergenlik döneminde başlar.
Beyin yapısına yerleşir ve geç kalınırsa ebedi olarak yalan söyleme bir rahatsızlık olarak sürer. Beyin taramalarında sorunun kaynağı tespit edilebilir. Beyin yapısı ve ruh sağlığında değişimler ve anatomik sorunlar nedenleri olabilir. Yanlış ve yalan ifadeler kalıcı olarak yerleşebilir.
Kaynak.7gunsaglik