Bel Ağrısı Nedenleri, Bel Ağrıları Neden Oluşur?

Bel ağrısının oluşumunda çeşitli risk faktörlerinin etkisi kanıtlanmıştır. Bel ağrısı ani, tek bir hareketten ziyade za­man içinde oluşan zararlı etkilerin birikimi sonucunda meydana çıkar. Bel ağrısında en önemli etken günlük ya­şam ve iş yaşamında belin yanlış kullanılması sonucunda zorlanması ve hasar görmesidir. Riskler “kişisel riskler” ve “iş yaşamındaki riskler” olmak üzere ikiye ayrılır. Bunlara günlük yaşamdaki riskler de eklenebilir.

Kişisel risklerin başında kötü duruş (postür bozuklu­ğu), yaşlanma, hareketsizliğe bağlı kondisyon yetersizliği, aşırı kilo ve sigara kullanımı gelmektedir. Yaşlanma dışın­daki kişisel riskleri kontrol altında tutmamız ve değiştir­memiz mümkündür.

Kişisel riskleri açıklar mısınız?

Bel Ağrısı Sebepleri; Oluşumunu kolaylaştıran kişisel etkenler baş­lıca 6 gruba ayrılır:

1. Kötü duruş: Omurgadaki kavislerin korunamadığı durumlarda, örneğin sırt kamburunun ve bel kavisi­nin arttığı durumlarda, yapılarda zorlanma nede­niyle bel ağrısı oluşur.
2. Yaşlanma: Yaşla birlikte diskte ve diğer yapılarda yıpranmaya bağlı bel ağrısına yatkınlık artar.
3. Kondisyon yetmezliği: Günümüzde yaygın olduğu şekilde hareketsiz (sedanter) yaşayanlarda, fiziksel aktivite yetersizliğine bağlı bel ağrısı daha sık görülür.
4. Sırt ve bel kaslarının güçsüzlüğü: Hareketsizlik ve fazla doğum yapma gibi nedenler karın ve sırt kas­larının güçsüzlüğüne neden olur. Omurgaya binen yük yeterince karşılanamaz ve ağrı oluşur.
5. Aşırı kilo: Omurgaya binen yükün artmasına bağlı olarak bel ağrısı gelişir.
6. Sigara içmek: Sigara vücutta genel olumsuz etkisiyle birlikte disklerde ve yapılarda kanlanmayı azalttığı için ağrıya neden olabilir.

İş yaşamındaki riskler nelerdir?

İşyerinde çeşitli fiziksel ve psikososyal etkenler bel ağrı­sına neden olur. Ağırlık kaldırma, taşıma gibi ağır aktiviteler sırasında belin ve vücudun yanlış pozisyonlarda kulla­nımı, uzun süre aynı pozisyonda çalışma, tekrarlamak ve zorlaman hareketler sonucunda fiziksel yüklenme bel ağrı­sına neden olur.
Fiziksel etkenler yanında işinden memnun olmama, iş baskısı ve monoton iş gibi psikososyal etkenler de bel ağrı­sı oluşumunda rol oynar.
Risk etkenlerinin sayısı arttıkça risk daha da artar. Bu etkenler dışında ev işleri, alışveriş, araba kullanma gibi günlük aktiviteler sırasında da belin ve vücudun yanlış kullanımına bağlı zorlanması bel ağrısına yol açabilir.

O Stres, kişisel risk faktörleri arasına giriyor mu?

Stres de kaslarda gerilmeyle belimizi etkileyerek ağrı oluşturabilir. Stres belden daha çok boyun ve omuz bölge­sindeki ağrıda rol oynar. Ancak kişi sıkıntılı olduğu dö­nemlerde ağrısını daha çok hisseder.

Mekanik Bel Ağrıları

Bel ağrısının nedenlerini açıklayabilir misiniz?
Bel ağrısının çok sayıda nedeni vardır. Nedenleri basit olarak mekanik ve mekanik olmayanlar olmak üzere ikiye ayırmak mümkündür. Bel ağrılarının büyük çoğunluğu, yaklaşık yüzde 95′i, belin mekanik olarak zorlanması so­nucu oluşur. Bunlar mekanik bel ağrısı olarak adlandırılır. Mekanik bel ağrıları iyi huylu olarak da adlandırılır. Me­kanik zorlanma, duruş bozukluğu, belin ve vücudun yan­lış kullanımı gibi nedenlerle bağların, kasların, disklerin ve eklemlerin zorlanmasıyla gelişir. Bu gruptaki hastalıkların seyri genellikle iyidir. Tanı ve tedavi yaklaşımları birbiriyle benzerlik gösterir.

Bel ağrılarının çok az bir kısmı ise mekanik olmayan nedenlere bağlı oluşur. Bunlar kötü huylu bel ağrısı olarak da adlandırılan iltihaplı hastalıklar, mikrobik hastalıklar ve tümörler gibi ciddi durumlardır. Bel ağrısını mekanik olarak adlandırabilmek için bel ağrısına neden olan ve kır­mızı bayrak olarak adlandırılan ciddi durumların bulun­maması gerekir.
Bu gruptaki hastalıkların seyri genellikle iyi değildir ve ayırıcı tanı koymak için ileri tetkik gereklidir. Her birinin tedavisi de farklıdır.

Bel ağrılarının bir diğer nedeni de belde herhangi bir sorun olmaksızın karın veya leğen kemiği boşluğunda bulunan organların hastalıklarında hissedilen yansıma ağrısıdır.

Kırmızı bayrakların bulunmaması ne anlama geliyor? Sırt Bel Ağrısı

Kırmızı bayraklar, bel ağrılı hastanın hemen ileri tetkik­lerle değerlendirilmesini ve tedavisini gerektiren acil du­rumlardır. Kırmızı bayrakları şöyle sıralayabiliriz:
Bel ağrısı başlangıç yaşının 25′ten küçük veya 55′ten büyük olması,
Yüksekten düşme, trafik kazası gibi şiddetli travma,
Sürekli ilerleyen, mekanik olmayan ağrı,
Göğüste ağrı,
Geçmişte kanser hastalığı, uzun süreli kortizon kulla­nımı, ateş, zayıflama, halsizlik gibi yakınmalar,
Omurga ve bel hareketlerinde ciddi ve dirençli kısıt­lanma,
Yaygın sinir sistemi bulguları,
Makat çevresinde uyuşma, duyu kaybı, idrar ve dışkı-lama fonksiyonlarında bozukluk, bacakta ve ayakta güçsüzlük,
Laboratuvar incelemesinde sedimantasyon hızının 25 mm/saat’ten fazla olması,
Röntgende omurda çökme görülmesi.
Mekanik bel ağrısına neden olan hastalıklar nelerdir? Mekanik bel ağrısına yol açan başlıca hastalıklar şun­lardır:
Kas ve bağların zorlanması, incinmesi,
Bel fıtığı (disk hernisi),
Kireçlenme (spondiloz, artroz,
Omur kayması {spondilolistesis),
Omurilik kanalının daralması (spinal stenoz),
Omurga eğrilmesi (skolyoz).
Bu hastalıkları tek tek açıklayayım:

Kas ve bağların zorlanması: Bel ağrısının en yaygın nedeni kas ve bağların aşırı gerilmesiyle zorlanmasıdır. Gerilmeye bağlı zorlanma sıklıkla dizleri bükmeden öne eğilme, ağırlık kaldırma, ağırlık taşıma, dönme gibi uy­gun olmayan pozisyonlarda oluşur. Kas zorlanmasında ağrı genellikle beldedir, bacağa yayılmaz ve bel hareketle­ri kısıtlanmıştır.

Kireçlenme: Dejeneratif osteoartrit, artroz veya spon­diloz olarak adlandırılan kireçlenme, kemik, eklem ve disklerin yaşlanması ve yıpranmasıyla ortaya çıkan ve ileri yaşlarda çok yaygın görülen bir hastalıktır. Aslında bu de­ğişiklikler yaklaşık 25 yaş civarında başlar, orta yaşa ge­lindiğinde ise çoğu insanda vardır.

Alt bel bölgesi tüm vücut ağırlığını taşıdığı ve eğilme ve dönme hareketleri çok fazla yapıldığı için kireçlenme en sık bu bölgede görülür. Yaşlanma süreciyle diskte su kay­bıyla beraber disk yükseklikleri azalır, omur araları, eklem aralıkları, omurilik kanalı daralabilir, sinirler baskı altında kalabilir. Belde ağrı ve tutukluk olur, hareketler kısıtlanır. Ağrı bacağa da yayılabilir. Kireçlenmedeki değişiklikler röntgenle ortaya çıkarılır. Kireçlenmenin bulunması ve ciddiyeti ile ağrının şiddeti doğrudan ilişkili değildir. Ciddi kireçlenme ağrısız olabildiği gibi, çok hafif kireçlenme şid­detli ağrıya yol açabilir. Kireçlenme, hiç yakınması olma­yanlarda da belirli yaştan sonra sıklıkla görülebilir. Bunun için kireçlenmeyi ağrının tek nedeni olarak değerlendir­mek doğru değildir.

Omur kayması: Bir omurun diğeri üzerinde öne ve ar­kaya doğru yer değiştirmesidir. Doğuştan olabileceği gibi kireçlenme, travma gibi nedenlere bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Sinir veya bağlarda gerilmeyle bel ve bacakta ağ­rı hissedilebilir. Omur kayması çocukluk çağında görülen bel ağrısının en sık nedenleri arasındadır.

Omurilik kanalının daralması: Genellikle kireçlenme sonucunda bazen de doğuşsal olarak omurilik kanalı da­ralır. Bel ağrısı ve bacaklara giden sinirlerin etkilenmesiyle bacakta ağrı, uyuşma ve karıncalanma da olabilir. Ağrı, ayakta kalma, yürüme ve özellikle yokuş aşağı yürüme ve arkaya eğilmeyle artar, öne eğilmeyle azalır.

Omurga eğrilmesi: Normal omurgaya yandan bakıldı­ğında doğal kavisler gözlenir. Arkadan ve önden bakıldı­ğında ise omurga düzgün olmalıdır. Omurganın normal kavislerinin bozulması ve düzgünlüğünün kaybolması skolyoz olarak tanımlanır. Çocukluk ve gelişme çağında görülen skolyoz, ağrılı olmadığından genellikle gözden ka­çar. Bu nedenle anne ve babalar çocuklarının omuzlarının, kalçalarının aynı seviyede olup olmadığını, sırtta eğrilme bulunup bulunmadığını gözlemelidir. Çocukta skolyoz tes­pit edilirse doktor kontrolünde belirli aralıklarla izlenerek eğrilikteki ilerleme gözlenir. Gelişime göre egzersizler, or­topedik korseler ve gerektiğinde cerrahi girişim önerilir.

Mekanik olmayan nedenlere bağlı bel ağrısı

Bel ağrısının mekanik olmayan nedenleri nelerdir?

Bel ağrısının yüzde 5 gibi çok az bir oranı, bazı hasta­lıkların belirtisi olarak ortaya çıkabilir. Genellikle ciddi olan, seyri iyi olmayan, tedavi edilmediklerinde ciddi so­nuçlar doğurabilen bu hastalıklarda tanı erken konmalı ve hastalığa göre tedavi planlanmalıdır. Tanı için ileri tetkik yöntemleri gerekebilir. Özellikle ağrı iyileşmiyorsa, tekrar­lıyorsa, istirahat sırasında ağrı, gece ağrısı, sabah tutuklu­ğu, ateş, kilo kaybı, halsizlik gibi yakınmalar varsa mutla­ka doktora başvurulmalı ve vakit geçirilmeden nedeni araştırılmalıdır.

Diğer bazı hastalıklar olarak belirttiğiniz kategoride hangi hastalıklar vardır?

Bu hastalıklar ankilozan spondilit gibi iltihaplı omurga hastalıkları, osteoporoz (kemik erimesi), enfeksiyon, fibro-miyalji, tümörler ve yansıyan ağrılardır. Bu hastalıkları da kısaca anlatalım:

Ankilozan spondilit: Leğen kemiği ile kuyruksokumu kemiği arasında bulunan sakroiliyak eklemlerde başlar. Öncelikle sırtı, beli ve daha sonra tüm omurgayı etkileye­bilir. Tedavi edilmediğinde omurgada şekil bozukluğu, kamburluk ve hareket kısıtlanmasıyla seyrederek sakatlığa neden olabilir. İltihaplı bir romatizmal hastalık olan anki­lozan spondilitin nedeni tam olarak bilinmemektedir.

Ankilozan spondilit, omurganın yanında kalça ve diz gibi diğer eklemleri ve göz, kalp gibi başka organları da etkileyebilir. Genç erkeklerde daha sık görülen bu hasta­lıkta, istirahatla ve gece artan ağrı, sabah sertliği, omur­ga hareketlerinde kısıtlılık, yorgunluk, ateşlenme gibi ya­kınmalar vardır. Tanı, muayene, kan testleri ve röntgen tetkikleriyle konur. Süreğen bir hastalık olan ankilozan spondilitin tedavisinde ilaç ve fizik tedavi yararlıdır. Te­davide ve sakatlık gelişiminden korunmada, hastalık hakkında bilgilendirme, doğru duruş, vücudu doğru kul­lanma ve egzersizleri kapsayan eğitim programları çok önemli yer tutar. Son yıllarda tedavide, biyolojik ajanlar olarak adlandırılan yeni ilaçların kullanımı, hastalığın gi­dişini, fonksiyonları ve yaşam kalitesini iyileştirmede et­kilidir. Etkili olmaları yanında önemli yan etkiler de ya­pabildiklerinden bu ilaçları kullanan hastalar yakından izlenir. Maliyeti yüksek olan biyolojik ajanları sosyal gü­venlik kurumları ödemektedir.

Enfeksiyon: Tüberküloz, brusella gibi bazı enfeksiyon­larda da nadiren disk veya diğer kısımlar etkilenerek bel ağrısı oluşur. Enfeksiyon ateş, halsizlik, yorgunluk gibi ya­kınmalarla seyreder.

Fibromiyalji: Boyun, omuzlar ve sırtta daha fazla ol­mak üzere yaygın vücut ağrılar tutukluk, halsizlik, uyku­suzluk ve depresyonla birlikte olan bir hastalıktır. Kadın­larda daha sık görülen bu hastalıkta laboratuvar tetkikleri normaldir. Tedavide ilaç, fizik tedavi ve egzersizler yanın­da hastalıkla ilgili bilgilendirme etkilidir.

Osteoporoz: Kemik kitlesinde azalma, kemikte zayıfla­ma ve erime ve kemik kırılganlığında artışla birlikte gözlenen ve erkeklerde de görülmekle birlikte, genellikle meno­pozdaki kadınlarda görülen bir kemik hastalığıdır. Boy kı­salmasına ve kamburluğa yol açabilir ve ileri dönemde omur kırığına neden olabilir.

Hamilelikte Bel Ağrısı

Osteoporoz genellikle tek başına ağrı yapmaz. Fakat birlikte duruş bozukluğu, kireçlenme varsa ve omur kı­rığı oluşmuşsa bel ağrısı gelişebilir. Tanısı röntgen, ke­mik yoğunluğu ölçümü ve kan tetkikleriyle konur. Teda­vide ilaç ve egzersizler yararlıdır. Osteoporozdan korun­ma ve tedavide, beslenme, egzersizler, vücudu doğru kullanma ve kırıklardan korunmayı kapsayan bilgilen­dirme önemlidir.

Tümörler: Omurgada gelişen veya başka bir yerden yayılan tümörlere bağlı bel ağrısı nadiren görülür. Şiddetli ağrı, zayıflama, halsizlikle seyreden bu hastalıklarda tanı, ileri kan tetkikleri ve röntgen tetkikleriyle konur. Acilen tedavi gerektirir.

Yansıyan ağrılar: Belde herhangi bir sorun olmaksızın karın veya leğen kemiği boşluğunda bulunan organların hastalıklarında, yansımayla bel ağrısı hissedilebilir. Sindi­rim sistemi, böbrek, mesane ve üreme organlarıyla ilgili bir yakınma varsa, hasta bu organlar yönünden değerlen­dirilmelidir. Yansıyan ağrıların nedeni prostat, pankreas ve rahim kanseri gibi ciddi rahatsızlıklar da olabilir.

Bel kayması halk arasında disk kayması denen hastalık mıdır?

Disk kayması ve bel kayması birbiriyle karışabilen de­yimlerdir. Halk arasında bel fıtığı karşılığı olarak kullanı­lan disk kayması sözcüğü doğru olmayan bir deyimdir. Çünkü diskte kayma değil, yer değiştirme vardır. Bel kay­ması ise omurgadaki omurların kaymasıdır. Tıbbi karşılığı spondilolistesistir.
Referans.7gunsaglik.com.tr
X