Uzmanlar diyet yapanlarda duygusal açlığın önüne geçilmesi gerektiğini vurguluyor.
Halil Kargulu, Moral FM’de Selahaddin Kocaaslan’ın sunduğu Sabah Gündemi programına konuk oldu. Kargulu, programda Türkiye’de obezite oranlarının neden arttığını, diyetisyen ve zayıflama uzmanlarının yaptığı hataları ve zayıflamak isteyenlerin yapması gerekenleri anlattı. Obezitenin sadece vücutta yağ birikmesi olmadığını vurgulayan dernek başkanı, "Bu işin bir psikoloji, ruhi ve manevi açlık boyutu var. Manevi doyum olmadan kişinin fiziki doyuma ulaşması imk’nsızdır. İnsan makine değildir. Her türlü varlığıyla mükemmel yaratılmıştır." dedi. Kargulu, zayıflamada yaşanan en büyük sıkıntıyı, "İnsanlar küçücük parçalara ayrılarak bu konuyu ele alınıyor. Zihinleri yeterince çok özgür olmadığı, bilinçleri farklı yönlendirmelere maruz kaldığı için ruhsal doyumu nasıl gideceklerini bilmiyorlar. Onun için hep bir tüketimle, sağlıklı ve dengeli beslenmeyle ile bu sorunu çözmeye çalışıyorlar. Sağlıklı ve dengeli beslenme zayıflama bütününün sadece yüzde 2,5′unu oluşturur. Sağlıklı ve dengeli düşünmeden sağlıklı ve dengeli beslenemeyiz. Burada geri kalan yüzde 97,5′u içine alan manevi ve ruhsal doyum, hayatın farklı renklerini yaşayıp üretim sağlamak gibi konuları biz sağlayamazsak yüzde 2,5′un içinde kayboluruz. Gerçekleri göz ardı edebiliriz. Ve kısır döngü içinde kalırız." şeklinde açıkladı.
"Biz insanları makine gibi görmemeliyiz. Manevi ihtiyaçlarını da bilmeliyiz." diye konuşan Obezite ile Mücadele Derneği Başkanı Kargulu, "Açlık sadece fiziksel ihtiyaçlarından kaynaklanmıyor. Ruhsal anlamdaki tatmini yaşayamaz ve yaşatamazsak farklı boyutlardaki açlıkları biz fiziksel açlık olarak algılayıp yine tüketimle doyurmaya çalışabiliriz." uyarısında bulundu. Kargulu, açıklamalarına şöyle devam etti:
"4,5 yaşında 34 kilo ağırlığındaki bir çocuk için özel bir hastanede uzman bir doktor tahliller yapıldığında bir sıkıntı görmediğini söyleyebiliyor. Diyor ki; hastanın kilo sorunu vardır; obezite bakımsızlık değil, çok iyi bakım göstergesidir. Kilolu olmayı insanların sadece fiziksel özelliklerine bakarak, yaşayabileceği psikolojik etkileri görmeden, ruhsal dünyanın ağırlığını bilmeden ele alıyor. Çocuklara ve diğer insanlara yaklaşımınız sadece makine gibi olursa onlarda biraz dışlanarak kendilerini tatmin etmek için abur cuburla doyumunu sağlayacaktır."
"Neden dünya hızlı şişmanlıyor ve çocuklar neden böyle obez oluyor?" sorusuna Kargulu, şöyle karşılık verdi:
"Sadece gıdaların sağlıklı mı, değil mi kısmına bakıyoruz. Elbette buna dikkat edeceğiz. GDO var mı, katkı maddesi var mı, nişasta var mı gibi konular çok önemli. Özellikle katkı maddelerinin doyma mekanizmasını kapatarak yiyeceğe lezzet katması gibi ciddi konular var. Ama çözümü bugün dayatılan kısmın dışındaki bölümlerde aramak yeni çözümler sunacaktır. Biz bunun için uğraşıyoruz. Çünkü diyet ayrı bir sektör haline gelmiş. Bu sektörde o kadar çok insanların kafasını karıştıran kişiler ve zayıflatıcı ürünler var ki! Biz bunların hepsini kaldırın atın demiyoruz. İşe yaramaz demiyoruz. Sadece dünyada en mükemmel ilaç olsa bile bütünün yüzde birini teşkil eder. Bütün oluşturmadan, insanların zihinlerini özgürleştirmeden başarı sağlayamazsınız. Önce bireyi alıp geçmişin bütün önyargı ve kaygılarından arındırarak sorunu çözmemiz gerekiyor. Varsa bir takım geçmiş bilgileri varsa onları silip yeni bilgileri öğretmeye çalışıyoruz. Konunun psikolojik, sosyoloji, manevi ve ruhi boyutuna bakarak bir bütün içinde çözüm üretiyoruz. Yoksa sadece düzenli ve sağlıklı beslenme üzerinden yapılan çalışmalar bir süren sonra yeniden patlak verebiliyor."
Referans.7gunsaglik.com.tr